25 yıl
geçti aradan, alabildiğine uzun 25 yıl...
Koca bir bilanço bıraktı ardında; idamlar,
ölümler, işkenceler ve kayıplarlarıyla...
25 koca
yılın uzun bir bölümü de, daha yirmisine yeni girmiş
Kürt ve Türk delikanlılarının, gelinlik kızlarının
dağlarda birbirlerine doğrulttukları silahlarla geçti.
Siviliyle,
gerillasıyla, askeriyle binlerce insan öldü.
Binlerce
insan evsiz yurtsuz kaldı; topraklarını terk etti.
Bu düşük
yoğunluklu savaşta kimilerine göre 30 bin, kimilerine
göre de 50 bin insan yaşamını yitirdi.
Elbet savaşın
acımasızlığı, burada da kendini gösterdi.
Kimilerine
göre ölen Kürt gençleri insan değildi; onlar insandan sayılmadı.
Öyle ya!
Onlar teroristti, ölmeyi hak etmişlerdi!...
*
* *
25 yıl geçti aradan, alabildiğine uzun 25
yıl...
Hâlâ dağda ve cezaevinde olan binlerce insan
var. Perişan olan on binlerce aile de cabası.
*
* *
12 Eylülden önce Kürtlerin büyük çoğunluğu
demokratik mücadele yöntemlerini benimsemişti. Kendi ad ve
kimlikleriyle yapmaları yasak olsa bile farklı derneklerde,
sendikalarda, siyasi partilerde taleplerini dile getirip çözüm önerileri
üretiyorlardı. Dil, kültür ve kimlik yasağının
kalkmasını, ret ve inkar politikalarının terk
edilmesini istiyorlardı.
12 Eylülle birlikte, nispi de olsa varolan sivil
demokratik ortamın tüm kapıları, diğer kesimlere
olduğu gibi Kürtlere de kapandı. Ama ilginçtir, Kürtlere
bir kapı açık bırakılmıştı; 12
Eylül ideolojisi, bu kapıyı Kürtlere hiç kapatmadı:
Dağ kapısı...
Yani, terörizasyon...
Yalnız Kürt sorunu değil; bununla birlikte
tüm sorunların terörize edilip yok(!) edilmesi!...
Kürt sorunu terörize oldukça, 12 Eylülün ideolojik
egemenliği arttı...
Silahlar patladıkça, çözümler(!) ertelendi; haklar
askıya alındı...
Genç insanların ölümü geniş bir kesimi açlık
ve çaresizliğe mahkum ederken kan emicilerin ömrünü uzattı...
İnsanlar fakirleşip kaynaklar tükendikçe,
12 Eylülcüler semirdi...
*
* *
Çatışmalar yeniden başladı.
Çatışmaların durması için öne
sürülen acil taleplerin bir kısmı ise şöyle: Köy
koruculuğu kaldırılsın; Olağanüstü Hâl
uygulamalarına son verilsin; kayıplar bulunsun; faili
meçhul cinayetlerin failleri yargı önüne çıkarılsın...
vs. vs. vs...
Tüm bu uygulamalar, Kürtlerin yönü dağa çevrildikten
sonra ortaya çıkmadı mı?
*
* *
Ve ne yazık ki...
Hâlâ bile şiddetten medet umanlar var...
Hâlâ bile ömürlerini uzatmak için kan politikası
yapanlar var... |